Neyse ki sabah pırıl pırıl bir güne uyandık. Doğruca Calw’a gittik. Calw Herrman Hess’in yaşadığı kasaba. Hatta kasabanın girişinde Hermann Hess’in bir heykeli bile var.  Güzel keyifli bir meydanı var fakat biz gittiğimizde günlerden Pazar olduğu için her yer kapalıydı. Dolayısı ile pek tadını çıkartabildiğimizi söyleyemem. Birkaç saat dolaştık sokaklarında Herman Hess’in birde müzesi varmış burada fakat Pazar günü olduğu için kapalıymış gezemedik ne yazık ki.

            Karavanımızı alıp Badeb Baden’e doğru yola çıktık. Öncelikle size biraz Kara Ormanlardan söz etmek istiyorum. Almanya’nın kuzeyinde İsviçre İtalya sınırına yakın bir bölgenin adı Kara Ormanlar (Black Forest yada Schwarzwald diye ararsanız birçok bilgiye ulaşacaksınız). Bu coğrafi durumu dolayısıyla gelen turistlerin çeşidi de doğal olarak değişti. Buralarda bol miktarda İtalyan ve İspanyol turist görüyorsunuz, birazda Fransız var. Kara Ormanlar bölgesinde o bizim bildiğimiz yollardan yok. Yollar ancak civardaki köylere ulaşılacak kadar açılmış son derece virajlı ve dar iki araç tam gaz geçerken zorlanırsınız 50-60 kilometre süratlerde daha güvenli hissediyorsunuz kendinizi. Almanlar alışık tabii onlar bastırıp gidiyor, ama arkada karavan olmasa da ben o süratlere çıkamazdım kesinlikle. Bazen karşınıza daha geniş bir yol çıkıyor, fakat o yolda çift şeritli ve zaman zaman tırmanma şeridi açılmış. Yani sizin anlayacağınız ihtiyacın bir gram fazlası alan açılmamış yol için.

 Size birazda Baden Baden’den bahsetmek istiyorum arkadaşlar.  Baden Baden Almanya’da bugüne kadar gördüğümüz hiçbir şehre benzemiyordu emin olabailirsiniz. Çok fazla Akdeniz şehri havası var. Bir kere bol bol balkonlu evler var. Bildiğiniz bütün markaların mağazaları var bu şehirde. Sanki bir Akdeniz sahil şehrindeymişçesine küçük küçük müstakil villalar dolu her taraf. Oldukça zengin görünüyor. Kafelerde oturan orta yaşın üzerinde çok şık kadın ve erkekler var. Öyle diğer kasabalardaki gibi bol miktarda penye ve koton görmüyorsunuz burada. Daha çok keten, saten, empirme gibi kumaşlar dolaşıyor sokakta. Bol bol el yapımı çukulatacı da cabası. İsviçre’ye bu kadar yakın olduğumuz için herhalde diye düşündük. Ayrıca Baden Baden  Almanya’da sonbaharın ilk geldiği şehir imiş.